Süngerci Deniz: 7. ve 8. Bölüm

  VII Bir telaşla uyandı. Yüzünü, kollarını, vücudunu kontrol etti, derin bir nefes aldı. Sadece bir rüyaydı. İlyas’a döndü, uyandırmaya çalıştı. Ama uyanmadı. Daha dikkatle İlyas’a baktı, gözlerinin açık olduğunu fark etti ve yastığı çekti. İlyas’in kolunda bir iğne gördü. Bağırarak odadan çıktı ve restoran salonuna koştu. “Abi, abi gel! İlyas uyanmıyor kolunda iğne var!”…

Continue reading →

Süngerci Deniz: 5. ve 6. Bölüm

V İstanbul yolunda Deniz’in kafasında çok soru vardı. Süngerci olmak nasıl bir hayat olacaktı? Ama Süngerci Sinan’a soramadı, o hep telefondaydı. Sürekli numaralar, kilolar, dükkanlar, isimler hakkında bir sürü insanla konuşmaktaydı. Bazen sinirli olur ve bağırırdı telefonda. Deniz pencerelerden manzarayı izliyordu. Her geçen dakikayla, kilometreyle yeni hayatına bir kilometre ve dakika daha yakınlaşıyordu. Kısa bir…

Continue reading →

Süngerci Deniz: 3. ve 4. Bölüm

III Akşama doğru gizlice kitabı kafeden aldı. Eve yürürken ormanı geçti ve poşet içinde kayanın yanında taşın altında açtığı çukura koyup, taşla kapladı. Evde ailesi süngercinin resmini görseydi çöpe atacaklarını biliyordu. Akşam yemekten sonra Deniz arkadaşıyla takılacağı bahanesiyle izin istedi ve anne ve baba dışarıya çıkmasına izin verdiler. Deniz’in arkadaş bulduğu düşüncesi onları o kadar…

Continue reading →

Süngerci Deniz: 1. ve 2. Bölüm

I Anadolu’da küçük bir köyde Deniz diye bir çocuk vardı. Annesi ev hanımıydı, babası tamirciydi. Deniz yalnız büyüdü. Anne ve baba birkaç çocuk sahibi daha olmak istiyordu ama ikinci çocuğun doğumda ölmesinden sonra bir kez daha denemek istemediler. Baba dükkanda gece gündüz tamircilik yaparken bunalımdan çıkabilecekti. Belki de anne Deniz ile vakit geçirerek üzüntüsünü unutmaya…

Continue reading →

Frankenbikes

This post is a joint effort by my older brother Graham and I as a compilation of the various bikes we have owned/and or ridden over the course of our years spent in the cycling industry. We have both spent a lot of time with bicycles, between many years riding/racing as well as working in…

Continue reading →

Üzgün Ahmet

I Bir zamanlar Amasya’da Ahmet diye bir çocuk varmış.Ahmet 13 yaşındaymış. Ahmet’in babası Serdar Amasya’nın en iyi simitçisiymiş. Herkes Amasya’da Serdar’ın simitlerini bilirmiş. Serdar çok çalışkanmış. Her sabah çok erken kalkarmış, simit yaparmış. Her gün Amasya’nın caddelerinde yürürmüş, simit satarmış. Ahmet’in annesi İpek hemşireymiş. İpek Ahmet’i çok sevmiş. Serdar 20 yıl simit satmış ve Amasya’nın,…

Continue reading →